iki kişi başbaşa konuşur, dertleşir de, bir sessizlik sonrası biri, yaşanmış tüm şeyleri kabullenerek ve yaşanacak şeyleri de aynı vakarla kabulleneceğinin teminatıymışcasına sadece ‘hayat’ der ya; filmin sonunda bunu diyorsunuz.
”olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. öldüm der durur, yine de yaşarsın.”
filmdeki karakterlere gerçek olsa ve bunları yaşayacaksın dense, muhtemelen hepsi gülüp geçer, ama hayat.
zeki demirkubuz’un izlediğim tüm fimlerinde fark ettiğim şu ki; her ne kadar ataerkil bir toplumda yaşasak da, bu düzenin üstünde, kimse başkasına pek itiraf edemese de ve göstermese de, erkeklerin kadınlara kul köle olduğu, kendinden vazgeçtiği, bir gülüşüne, içten bir seni seviyorum deyişine her şeyini vereceği bir gerçeklik var. kimi erkek her şeyden vazgeçip bunu yapabilme cesaretini gösteriyor, kimi de başını önüne eğip, hayatında, gerçekten hiç sevemediği bir kadınla evlenip yapmacık bir hayat yaşıyor. hem kendine hem de o kadına hayatı zindan ediyor. zeki demirkubuz bir yandan erkeklerin bu çaresizliğini gösterirken, bir yandan da kadınlara asıl gücün kendilerinde olduğunu gösteriyor. erkekler olarak kadınlara olan zaafımızı en açık haliyle gözler önüne seriyor. özellikle cem davran’ın yatakta içini döktüğü o sahne muhteşemdi. bir erkeğin bir kadın karşısında düşebileceği en zayıf hâl. bence bu anlamda, zeki demirkubuz’un tüm filmlerinin çekirdeğinde var olan kadın-erkek ilişkisinin en açığa çıkmış haliydi. bir yandan kırıp dökmemeye çalışan, ama bir yandan acımasız; bir yandan tüm zayıflığını gözler önüne seren, ama bir yandan kendinden ödün vermemeye çalışan.
hicran’ın filmin sonunda kendini uzun uzun açıklayacağı bir sahneyi bekledim ama gelmedi. çevresinde onun için ölüp biten, onu anlamak yerine sırf güzelliğine vurulup her şeyi göze alan erkeklerin arasında ne kendini tanıyabilmiş ne de birisi onu anlamaya çabalamış. bunun yarattığı, yaşayıp yaşamadığının farkına varamadığı düzlemde kendini bulmaya çalışıyor. bunu başarıyor mu, yoksa başka bir motivasyonla mı son kararını verdi, hiçbir zaman emin olamayacağız.
— spoiler —
zeki demirkubuz filmde özellikle neden doğu demirkol ile çalışmak istedi bilmiyorum ama eğer ahlat ağacı’ndaki taşralı sinan’ı şehre getirip, üzerine bir de pezevenk edip, kendinden güçsüz bir adama dövdürüp yine köyüne döndürerek nbc’ye bir gönderme arzusunda idiyse pek bir komikti :))
— spoiler —