Nasipse Adayız

istanbul film festivali aracılığıyla internetten izledim. kitabını yakın zamanda okuduğumda, yer yer beğendiğim fakat siyaset, koltuk arzusu, iki yüzlülük, samimiyetsizlik, yalan gibi birçok olguyu içeren, potansiyeli yüksek bir konu için yavan kaldığını düşünmüştüm. filmi izlerken de hep bir şeylerin eksik olduğunu düşündüm. benden kaynaklı mı bilmiyorum, bazen oyuncuların ne dediklerini anlamakta güçlük çektim.  siyasetin katmanlarını ve ne kadar çirkinlik varsa hepsini tekrar hatırlattı film. aday …

Sieranevada

babanın ölümü üzerine kardeşler ve yeğenler ile toplanılan evde önce beklenilen rahip için, sonra yakın akrabaların ailevi sorunları nedeniyle bir türlü beraber yenilemeyen yemeğe kadar geçen sürede, gittiğimiz bir misafirlikte yanımızda şahit olduğumuz aile içi tartışmalar yüzünden hissettiğimiz rahatsızlığı yaşatan, köşeden, arkadan, yandan, aradan ailenin tüm sorunlarına ortak olduğumuz; bir neden-sonuç şeklinde ilerlemeyen, yaşamdan bir kesit sunan, uzun ve diyaloglarla ilerleyen bir film olduğundan herkese …

Çatlak

— spoiler — gerginliğin, bu filmde olduğu gibi, diyaloglar üzerinden yaratıldığı filmleri hep sevdim. bu film de en güzel örneklerinden biriydi. babasından abisine, eniştesinden yengesine; her biri tek başına, günlük hayatımızda var olsa, muhtemelen nefret edeceğimiz karakterler. anne hariç.  hani gidere bir şey sıkışır da, gideri açınca su hortumlanarak akar gider ya, o şekilde düğümü açılan bir diyalog silsilesi vardı. her biri, ‘demek ki geçmişte şu …

Mukavemet

— spoiler — tek planda çekilen bir filmde, gösterilen her detayın ve söylenen her şeyin, yönetmenin bize iletmek istediği bir mesaj olarak düşünürsek, rahmi’nin eve gelirken, ecem’in biriyle uzunca konuştuğunu fark etmesi, annesiyle kurbanlık, et muhabbeti yapması, bakkalın milli piyango bileti sattığını söylemesi ve rahmi’nin pek umrunda olmaması, eve girerken depoda gördüğü adamın bir şeyi baltalıyor olması, masada yemek yerken yaptıkları konuşmada rahmi’nin ecem’e iş bulma …

Oslo, August 31st

Doğa boşluk kabul etmez. Duygular ve Düşünceler de. Hayatı algılayışımız ve ona dair yaptığımız çıkarımlar ruh halimizi belirler. Mesele sadece uyuşturucu ve zararları değil, uyuşturucuya kendini bırakmadan önce tüm yaşanılanlar.  Filmin bir kesitinde ailesiyle olan ilişkisini düşündüğünde söyledikleri, boşluğun içinde yönünü tayin edemeyen bir genç insanın, o boşluğu uyuşturmakla doldurması ve ulaştığı noktada hiçbir şeyin hiçbir anlam ifade etmemesi.  İnsanın hem şansı hem de potansiyel …

When the Cat Comes

— spoiler — Filmin senaristinin kule bekçisi olması ve herkesi tepeden izlemesi, olan her şeyin farkında olması ve herkesi tanıması, ülkesinde aydın konumunda olmasını çağrıştırıyor. Bir düşünür ve toplum hakkında fikirleri olan biri. Sihirbaz olması da, ne derse dersin halkı uyandıramayacağı ve hiçbir zaman ilgilerini çekemeyeceğini düşünerek, sihirbaz kılığına girip onları şaşırtıyor, ilgilerini çekiyor ve kedisi aracılığıyla onlara ayna tutuyor aslında. Kime ne olduğunu hatırlatıyor.  Hikayeye …

The Broken Circle Breakdown

— spoiler — Film, üzerine bir şeyler yazabilmesi zor ve fazla karmaşık. Postmodernizmin bizi ne kadar savunmasız bırakan ya da anlaşılamayan kılan ve hayatta karşılaştığımız zorluklara karşı nasıl felç edebileceğinin gösterisi. Didier’in dini reddetmesi fakat bu acıyla başa çıkabilmek için bir yol bulamaması; Elise’in ise bir şeylere inanmaya çalışması fakat ortak bir üstesinden gelme yolu bulunamaması ve kaos. Harika bir hikaye. Bir çok açıdan tartışılabilecek ve fikirsel müşterekte …

Hayat

iki kişi başbaşa konuşur, dertleşir de, bir sessizlik sonrası biri, yaşanmış tüm şeyleri kabullenerek ve yaşanacak şeyleri de aynı vakarla kabulleneceğinin teminatıymışcasına sadece ‘hayat’ der ya; filmin sonunda bunu diyorsunuz. ”olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın. öldüm der durur, yine de yaşarsın.” filmdeki karakterlere gerçek olsa ve bunları yaşayacaksın dense, muhtemelen hepsi gülüp geçer, ama hayat. zeki demirkubuz’un izlediğim …

Flower Of The Moon

Martin Scorsese ve oyuncu kadrosunu görünce herkesin beklentisi yüksek oluyor. Film, beklentileri tam anlamıyla karşılıyor. Masterpiece denir ya, tam anlamıyla bir usta işi. Neden böyle söylüyorum? Hikayenin çarpıcılığı bir yana, yaratılan atmosfer, karakterlerin kendine özgülüğü ve anlatımın aşırıya kaçmayan, bir şeyler kanıtlama derdinde olmadan sırf var oluşuyla bir harikalık yaratması ve kusursuza yakınlığından dolayı. Hayatınızda bazı şeyler vardır ve gerçekten ‘iyi’dir. Onun hayatınıza kattığı değerin …