— spoiler — film, kuytu köşede kalmış bir köy okulunda bile insanın, bir diğeri üzerinde güç-otorite devşirme yarışında olduğunu ve bunu kıskançlık ve kibirle alevlendirdiğini gösteriyor. samet’in sevim ile ilişkisine şahit olduğumuz anlar, başından itibaren, dışarıdan izleyen göz için rahatsızlık verici bir düzlemde. filmin sonlarına kadar da, öğrencisine cinsel istismarda bulunup bulunmadığı konusunda da ikilimde kalıyoruz (buraya döneceğim) samet, nurayla tanıştıkları gün, nuray’ın taşrada kalmak …
Do Not Disturb
karakomik filmleri izlediğimde, her filmin uzun metraj olacak potansiyele sahip olduğunu düşünmüştüm. do not disturb, cem yılmaz’ın komedi dışında söyleyecek çok şeyi olduğunu, olgunluk döneminde bu tür yapımlara yönelmesi gerektiğini kanıtlayan bir film olmuş. film beni etkiledi. çünkü, hem günümüz insanının hem de biraz daha eşelediğinde ülkemizin bence büyük problemi olan, haddini bilmemek, kim olduğunu bilmemek ve genel olarak hiçbir şeyi tam olarak bilmemekle, bildiğini …
Kötü Bir Gün
Gürgen Öz’ün Instagram’daki sarkastik, gündem eleştirisi reelslarını görmüşseniz, bu oyunun onun tarafından yazıldığını anlayabilirsiniz. O videolardaki görüşlerinin dört başı mamur bir oyun metnine çevrilmiş haliydi. Bu kadar içi dolu ve tam isabet tespitlerin yer alacağını düşünmüyordum. Bizim toplumumuzda sınıf çatışması yoktur, denir. Görünürde, açık bir şekilde bu hissedilmese de, yani sıradan bir vatandaşın kolay kolay yapamayacağı bir tespit olarak herkesin gözü önünde olmasa da bu, …
Vişne Bahçesi
Anton Çehov’un 20. yüzyıl’ın başlarında, Rusya’daki çalkantılı, değişimlere gebe dönemin bunalımını, aristokrat bir aile ve onların çevresinde bulunan, işçi ve yoksul insanlarla olan ilişkisi üzerinden anlattığı oyun. Aslında bir nevi, dünya’nın sosyo-ekonomik ve kültürel değişiminin de özeti diyebiliriz. Soylu sayılan ve atadan zengin bir sınıf olan aristokratların merkezi otoritenin güçlenmesi ve ortaya çıkan burjuvazinin de pastadan pay almak istemesiyle eski güçlerini kaybetmesi ve sanayileşmeyle birlikte …
Sıradan Karşılaşmalar
Karakterlerin oyunun başında kendilerinden bahsederek oyuna başlaması ve dördüncü duvarın olmamasıyla seyircilere bunun sadece bir oyun olduğunu söylüyor olsa da, oyun olarak kabul etsek bile, karakterler ve motivasyonları, karakterlerin davranışlarıyla uyumlu değildi. Anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş, tüm zorluklara rağmen tıp okumuş, kitap okumayı ve film izlemeyi seven, Truffaut filmleri hayranı ve doktor olmasına rağmen, daha birkaç gün önce tanıştığı adama hastalığı hakkında hiçbir …
Arkadaşlık Sanatı
İkili ilişkilerde, ne söylediğinden ziyade, nasıl söylediğinin; jestlerin, mimiklerin ve ses tonunun ne kadar önemli olduğunu gösteren; ilişkideki son tartışmanın, geride kalmış tüm tartışmalardan bir şeyler biriktirerek barındırdığını; hiç önemsemediğimiz şeylerin aslında ne kadar çok anlam ifade edebildiğini, bembeyaz bir tablonun üzerine çizilmiş beyaz bir çizgiyle metaforlaştırıyor. Bu tablo dışarıdan bomboş gibi gözükse de, yaklaştıkça, beyaz çizgileri görebiliyoruz. Tıpkı ilişkilerde, söylenenlerin ve davranış biçimlerinin içini …
Jekyll & Hyde
Oyun çeviri olmasına ve neredeyse her diyalog müzik de barındırmasına rağmen, metinin hiçbir noktada rahatsız etmediği bir oyundu. Sahne tasarımı zayıftı fakat dekor ve kostüm tasarımcıları çok iyi iş çıkarmış. Özellikle sondaki düğün sahnesinde kullanılan mum dekorları ve kıyafetlerin rengiyle sahne bir resim tablosu gibiydi. Oyunda orkestranın sahnedeki konumu orijinalinde nerede bilmiyorum ama Bursa’daki sahnede, pek kıyıda ve kıyafet olarak pek özenilmemiş şekildeydi. Bunun tam …
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ve özelinde Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün de hayranı olarak büyük beklentiyle gittiğim ve beklentimi karşılayan; Serkan Keskin’in tek başına harika bir iş çıkardığı oyun. Kitabı okumamış olanlar için ızdırap verici ve sürekli değişen karakterlerle bir karmaşaya yol açıp, can sıkıntısına neden olabilme potansiyeline sahip. O yüzden, kitabı okuyup, oyunu öyle izlemek en iyisi. Sahnede, ayna formundaki ekranda, oyundan önce salonu dolduran seyircilerin yansıtılıyor …
Otomatik Portakal
Sanayileşme ve modern devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte, devletler toprakları içinde yaşayan insanları yalnızca birer vergi veren köleler olarak görmekten; onlara yatırım yapan ve kendi istediği makbul vatandaşı yaratmak için çaba sarf etmeye başlarlar. Bu da günün sonunda, bireylerin salt çıkarına değil, öncelikli devlet ve sermayenin çıkarına hizmet edebilme bilgisine ve disiplinine sahip tek tip bir insan yaratma arzusuna dayanır. Bireylerin yetenekleri ve doğumdan erişkinliğe kadar …